28 Temmuz 2008 Pazartesi

Önyargılarım Kolon Kolon


Kitabın Adı: Mahmut’un Pabuçları
Yazarı: Gala GALACTION

Geçen Cumartesi-Pazar katılmış olduğum 3 top çevirme dersi ve bu eğitim programının bana katmış oldukları ile bu kitabın başlangıç aşamasında hissettiklerim hemen hemen aynıydı.

Bir işe başlarken ;keyifsiz, çok haz vermeyen durumlarla karşılaşsak bile, yaşayacağımız tecrübe konusunda önyargımızın oluşması çok gereksiz aslında. Bir başka yaşadığım tecrübe ise;Bir işe başlanıldığı zaman onu sonuna kadar takip edilmesi ve tamamlanmasıdır. Şu an yazlıkta oluşum ve uyku konusunda biraz daha rahat olmam dolayısıyla bu kitabı bitirmek için gecenin 5.00’ına kadar oturdum. Ve bir işi bitirmiş olmanın vermiş olduğu keyifle huzur dolu deliksiz bir uyku çektim.

İşlemiş olduğu cinayet sonrasında ,iç muhasebesinde yaşamış olduğu burkuntu ve infialden dolayı hasta yatağına düşen Savu’nun yaşadıklarının anlatıldığı kitap yukarıda da ifade ettiğim gibi başlangıçta çok sıkıcı geldi bana. Sonrasında bu iç sıkıntıdan kurtulmak için evine gelen doktorun ;Öncelikle dışınızı, sonra içinizi temizlememiz gerekecek lafı kitabın dönüm noktasıydı. Çeşitli tedavi yöntemleri ve koca karı ilaçları ile dışı temizlenen Savu’nun içini yani manevi dünyasını temizlemesi için tavsiye üzerine gitmiş olduğu münzevi hayatı yaşayan papaz; ‘’Bu infialden temizlenmen için 1000 tane ayakkabı yapıp onları bilabedel ihtiyacı olan insanlara dağıtacaksın’’ dedi.Bir ayakkabı imalatçısı olan Savu’nun diyar diyar gezip bu ayakkabıları insanlara vermesi ve onlardan almış olduğu hayır dualar onun hayatını yaşanabilir hale getiriyor ve öldürmüş olduğu Türk Mahmut’un diyetini kendi dünyasında bu ayakkabıları dağıtarak ödediğini düşünüyor.
Kısa Kısa
1. Dininiz ne olursa olsun bir kanaat önderinin size söylemiş olduğunu yapmak ,sizi hiç tahmin etmediğiniz bir huzur bahşedebilir.
2. Yaşamış olduğumuz ön yargılar yüzünden iş yapamaz ve hiçbir şeyden keyif alamaz duruma gelebiliriz.
3. Bir işte inat edip onun tamamlanmasına çalışmak ,bizim iç disiplinimiz adına çok büyük öneme haizdir.

Vesselam

15 Temmuz 2008 Salı

Kafa ve Kalbin İzdivacı




Örnekleri kendinden bir hareket isimli kitabı okumak ve orada okumuş olduğum sadece bir cümlelik yerin bir Düşün Taşın Kulübü toplantısında söylendikten sonra o toplantının o kadar güzel geçmesine sebep oldu ki ayrı bir sevdim şimdi ben bu kitabı.Günümüzde çok popüler olan İZDİVAÇ isimli bir televizyon programından hepimiz haberdarız.Ama kafa ve kalbin izdivacı ifadesi belki de çoğumuz için çok fazla duyulmamış bir ifade olabilir.İşte bunun ne anlama geldiğini ve nasıl sağlanacağını düşündüm bugün boyunca ve şuna kanaat getirdim;İnsanlar şu dünyada ne yaparlarsa yapsınlar isterse dünyadaki bütün iyiliklere emsal olacak bişey yapsınlar.İsterlerse dünyayı yeniden keşfetsinler mutlaka bunlara da laf söyleyenler olacaktır. Mutlaka bunlara da taş atanlar olacaktır. Amaaa kalbi ve kafası izdivaç halinde olan hedeflerine tam şekilde kilitlenmiş ve sadece O'nun için bişeyler yapan insanları yollarından çevirmek hiçte mümkün olan bişey değildir. Bu kitap bana inandığım şeyler uğrana nasılda deli gibi bir çalışma içinde olmam gerektiğini bir kez daha dank ettirdi.

13 Temmuz 2008 Pazar

Yalancılardan mısınız?


Kitabın Adı :Bütün Pazarlamacılar YALANCIdır

Yazarı :Seth Godin


Pazarlama alanında yazmış olduğu sıra dışı kitapları ile tanınan Seth Godin kitabın içeriğine çok uygun bir isimle sunmuş kitabını. Binlerce ürün ve hizmetin piyasaya girdiği günümüzde farklılığını ortaya koymanın nasıl mümkün olacağının yolunu ve yöntemlerini paylaştığı kitabındaki ana tema;İnsanlara birşeyler anlatmak ve onlara anlattığınız şeye inandırarak satış yapmak istiyorsanız bir hikayeniz olmalı diyor. Çünkü insanlar artık spam olarak mail kutularına düşen maillerin hiçbirine bakmıyor. Hoşlarına gitmeyen bir TV reklamında o kanalda kalmak için parmaklarının ucunda hiçbir sebep yok hemen bir başka kanalı tercih edebilirler. O yüzden pazarlama yapacağınız kitlenin dünya görüşüne uygun bir hikaye anlatmak zorundasınız. Günümüz trend pazarlama ilkeleri artık bunu söylüyor.Örneğin ; 220 dolarlık bir PUMA ayakkabının pazarda satılanlardan çok daha güzel olduğuna inanırız ,acaba gerçekten öyle midir?

17 Haziran 2008 Salı

CAR ,COOLER,ve COLOR TELEVISION




Kitabın Adı:Hicaz'dan Endülüs'e


Kitabın Yazarı:Ersin Gürdoğan


Yazarın çeşitli dergilere vermiş olduğu denemelerden müteşekkil olan kitabın 3-4 sayfalık kısa yazılardan oluşması insana bir çırpıda yenilesi ordorv tabakta sunulan mezeler gibi geliyor.


Tüketim ekonomisine muzdarip olmamızdan çok rahatsızlık hisseden yazarlardan birisi olan Ersin Bey'in içerisine itilmekte olduğumuz toplumsal yaşantının ne kadar bizim hissiyatımızdan ve geleneklerimizden uzak olduğuna dair vermiş oldukları örnekler o kadar çarpıcı ki. İslam medeniyetinde inşaa edilen evlerin gösterişten uzak ve sadece insanların başlarını sokacakları bir 4 duvar olmasından bahseden yazar günümüzdeki yapılan evlerin balkonlarının gösterişe yönelik ve mütavazilikten çokta uzak olduğundan bahsediyor .Aynı şekilde arabalarında belki çok daha küçük halde üretilip sadece insanları ulaştırma görevini ifa etmeleri gerekirken gösteriş olma mecburiyeti yüzünden çok farklı şekillerde üretildiğinden bahsediyor.
Sosyloglar ,şintoist Japonya'yı üç C'ye (CAR ,COOLER,ve COLOR TELEVISION)tapan toplum olarak diye nitelendiriyor diyor yazar. Acaba onlardan bir farkımız kaldı mı ?

10 Haziran 2008 Salı

Kitabın Adı:İmaj İletişim ve Beden Dili
Yazarı:Ercan Kaşıkçı
Beden dili ve iletişim hakkında Ercan Kaşıkçı'nın kaleme almış olduğu kitap, insanların yapmış oldukları hareketlerden ve onların ne anlama geldiğini anlama açısından çok faydalı ama bir o kadarda tehlikeli bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Çağımızın bilişim ve iletişim çağı olduğunu söyleyenler var.Bence hiçte öyle değil çağımız iletişmeme çağı bence başka bir ifadesi ile iletişememe çağı da denilebilir. İnsanlar arasında ciddi bir haberleşme ağının olduğu,cep telefonlarının inşaat kalfalarının ameleler aşağıdan tuğla getirmelerini bile SMS atarak haber verdiği bir çağdayız. MSN ve Facebook sözüm ona çağımızın iletişim guruları seçilse bir numaraya oturacak sanal birinciler. Ama sohbet-i canan dedikleri insanların oturup birbirlerini anlayabildikleri bir ortamın azlığından Amerika'da yaşayan ve kendini kimse ile paylaşamadığı dertlerini gidip psikolog psikolog dolaşan insanlardan ne farkımız kaldı acaba. Bu ve buna benzer dertlerin kol gezdiği bir dünyada bize nasıl iletişimde başarılı olabileceğimizi,hareketlerimizle nasıl karşı tarafı yonlendireceğimizi ifade etmesi hasebi ile çok başarılı bir çalışma olarak değerlendiriyorum.

14 Mart 2008 Cuma


Afişini görünce bir çoğumuzun aaaa ben bu filmi biliyorum dediği Ölü Ozanlar Derneği kitabını okudum bu hafta .Kitaptan esinlenilerek çekilen filmi izlemiş olmanın verdiği bir rehavet ile okuyorsunuz kitabı. Çünkü bir sonraki bölümde ne olacağını biliyorsunuz ve konuşalanların sonucunu az sonra çıkacak kişiyi tahmin ediyorsunuz.
Ama önemli olan ne anlatıldığı ve bizlerden bıraktığı iz. Sıradışı olmanın ,öncelikle kendini geliştirmek için yapılan işlerin sonrasında nasıl da size geri dönüşününün olduğunu anlatan tematik bir kitaptı bu . Düşün Taşın Kulubu üyelerinin yaptığına benzer bir faaliyet gösteren bir grup öğrencinin Ölü Ozanlar Derneği ismini verdikleri buluşmaların ve oradaki paylaşımlarının anlatıldığı kitap bana bir gün gelipte Düşün Taşın Kulubu'nun de filmi çekilebilir mi dedirtmedi değil . Vesselam

13 Mart 2008 Perşembe

Papağanlar Ve Sen


Kitabın Adı :40 YIL ÖNCE , 40 YIL SONRA AMERİKA ve RUSYA

Kitabın Yazarı :Gündüz VASSAF

  • Hayatları boyunca yapmak istedikleri işleri olan ve onları yapamayanlar.
  • Hayatları boyunca yapamadıkları işleri konuşup hay huy edenler .
  • Ve hayatları boyunca yapmak istediklerini yaparak ,yaşadıklarını konuşan insanlar.

Bu üçleme insanların hayata bakışlarını kısaca ifade eden bir tanımla sadece . Ve bunların asıl bağlanılması istenilen cümle''BAŞKALARININ DÜŞÜNCELERİNİN PAPAĞANI OLMAK MI YOKSA (söylenmemiş dahi olsa)KENDİ DÜŞÜNCELERİNİN SAHİBİ OLMAK MI ?

Okumuş olduğum kitapta geçen cümlelerden sadece birisi bu .Ve onlarca altı çizili cümle arasından odamın duvarındaki tahtaya ,aynı duvarlara yazı yazan ve bişeyleri protesto etme düşüncesi taşıyan o gençler gibi ben de bu cümleyi yazdım .
Amerika ve Rusya izlenimlerini anlatan yazar seneler önce karşılaşmış olduğu anektodları ve bu ülkelerin belki yazılı olmayan kurallarını,boşluklarını,eksik ve gediklerini aktarıyor bu kitapta.Amerika'da yaşayan insanların neden kendilerine birilerinin düşman olmasının halk tarafından normal algılandığını ve bu insanlara karşı yapılan bir mücadele sonunda onların yenilmesi durumunda kendilerini nasıl hissedeceğini yazıyor.
Hakeza Rus toplumu içerisindeki ruh dinamikleri ile ilgili de bilgiler veren yazar ,farklı bir gözle
Rusya'da dönen işlerden bahsediyor. En ilginç olanlardan birisi:Dünya'da her zaman gizli güçler devlete hizmet eder ama şu an Rusya'nın başında bulunan kişiye baktığınız zaman bu işin tam tersine olduğunu anlamamak için biraz dünyadan bihaber yaşamak lazım gerekiyor ,diyor kitabında .
Dünyanın dengelerini belirleyen bu iki ülke hakkında yazılan bu kitabın okunası bir kitap olduğu tarafımızdan iletilmektedir. Duyurulur.

22 Şubat 2008 Cuma

Sen Sus Bırakta Ellerin Konussun


Kitabın Adı:Bedenin Dili

Yazarı:Riccon İlhan DOĞAN


Dili olmayan ama dilden daha fazla karşı tarafa hakkımızda bilgi veren bir muhbirin karşı tarafa ne gibi mesajlar verdiğini anlatan kitap benim için çok önemli bilgiler içeriyordu.İçerisinde bulunmuş olduğumuz toplantılarda insanların yapmış oldukları hareketlerin ne anlama geldiğini öğrenmiş olmak.Sıkıldığını gizlemeye çalışan birinin nasıl hareket ettiğinden ,ezik durumda olmak istememesine rağmen daha görüşmeye girmeden 1-0 geride başlayan insanların nasıl tavır takındıklarına yönelik resimli anlatımların olduğu kitabı herkese tavsiye ediyorum.
Uzun bir yurtdışı yolculuğundan sonra verilmek zorunda kalan aradan dolayı herhalde eller,beyin,zihin hepsi biraz asıyor.Ama yeniden başladık çok şükür.

15 Ocak 2008 Salı

ÇİLE

Kitabın Adı:Çile
Kitabın Yazarı :Necip Fazıl Kısakürek
Anlaşılmadan benimsenmek ,tanınmadan dışlanmak arasında geçen bir hayatın serüveni.

Karşılığı Yok Yüzünün


Kitabın Adı:Karşılığı Yok Yüzünün
Kitabın Yazarı :Cezmi ERSÖZ
Bu ara şiir kitapları okuyorum .Aynı tarzda yazılmış kitapları okuyunca insan hem yazarlar hem de yazılan eserlerin türleri arasında da bir tercih yapabiliyor. Bir önceki okumuş olduğum kitaptan hem tarz olarak hem de üslup olarak bariz farklılıklar taşıyan bu kitap beni oldukça memnun etti.

Kahve içerken insanların bazıları, bir hortum oluşturma potansiyeli oluşturacak şekilde bir hüpürdetme faaliyeti gerçekleştirirler .Bu hareket, bazı insanlar arasında aaaa ne kadar da kaba bir hareket olarak algılanır ama o hareketin neden yapıldığını kahve keyfini bilen insanlar anlar. Kahve hüpürdetilerek içildiğinde; kahvenin köpüklü yüzeyinde meydana gelen akımdan dolayı mükemmel bir koku yayılır ve daha kahvenin tadı dile deymeden o rayiha buruna ulaşır ve çok enfes bir haz oluştur. İşte bu kitapta aynen o rayiha gibi tatlı bir tat bıraktı beyin ve kalp arasındaki en uzun mesafade.

8 Ocak 2008 Salı

Heyecanınız Biricisi mi İkincisi mi?


İki türlü heyecan vardır.Biri ,insanı hedefe doğru giderken durduran heyecan.Diğeri ise ,hedefe doğru giderken harekete geçiren heyecan. Heyecan denilen kavram yaptığımız her işin tam merkezinde duran en önemli kriterdir bence .İnsanlar kendilerini heyecanlandıran şeyleri yapmak isteyip kendilerine heyecan verecek olan olay ve durumların içerisinde olmaktan huzur buluyorlar.

Oğuz Saygın'ın yapmış olduğu seminerlerden birisine katılan iki kardeşin anlatılan hafıza teknikleri seminerini hayatlarına kanalize etmeleri sonucunda kendi hafızalarındaki meydana gelen değişikliğin anlatıldığı Hafıza Teknikleriyle Beyin Gücünü Geliştirme kitabı oldukça enteresan bir kitaptı. Farklı farklı hafıza tekniklerinin açıklandığı kitabın son kısmında bu tekniklerin günlük hayatta nasıl kullanılacağı ile alakalı hazırlanmış olan bölüm kitap okurlarının bu kitabı neden okumaları gerektiğini güzelce özetliyordu bence.İsimlerin nasıl hafıza alınmasından tutunda ,telefon rehberi taşımak yerine arkadaşlarınızın telefonlarını nasıl ezbere kafadaki harddiske yazılabileceğinin anlatıldığı kitabı herkese tavsiye ediyorum.

1 Ocak 2008 Salı

Amak-ı Hayal


Kitabın Adı :Amak-ı Hayal

Yazarı :Şehbenderzade Filibeli Ahmet Hilmi

İsmi enteresan ,yazarı sıradışı olan bu kitabı Proje Grubu'ndan dostum Enes getirdi ve bana bu kitabı mutlaka okumalısın dedi. İçerisinde insan hayatında sürekli yaşanan ama farkında olamadığı şeyleri anlatmanın yolunu başka birisi olarak kendini izleme yolu ile ifade etmiş olan yazar o kadar enteresan bir dil ve o kadar güzel ifadeler kullanmış ki kitapta okuyanın bazen elini ağzına götürüp kenarını silesi geliyor. 7 farklı mekan ve o farklı mekanlarda karşılaştıklarını hayali de olsa kaleme almış olan yazarın hayal gücünün ne kadar yüksek olduğu kitabın daha ilk bölümünden anlaşılıyor.Sonuna geldiğinizde ise dimağınızda çok hoş bir sada bırakıyor. Arkadaşlarıma ve merak edenlere kesinlikle tavsiye edeceğim bir kitap.Enes kardesim sağolsun .