12 Temmuz 2007 Perşembe

TAHTIMIN AYAKLARI ALTINDA ... KURTARILMAN İÇİN SANA YARDIM SAĞLAYACAĞIM.


Kitabın Adı :Cumhuriyet Çocuğu

Yazarı :Hekimoğlu İsmail


Bir insanı ,topluluğu yada herhangi bir canlıyı kendine bağımlı etmenin ,daha başka bir ifade ile kendi sözünü ona dinletir hale getirmenin formülü nedir diye sorsalar ;buna Türk siyasi hayatından çok elim ve acımasız ,ama bir o kadar da ibretamiz bir cevap verilebilir .

Bu ülke ; ''Osmanlı ile ilişkimiz artık bitti ,bizler yeni ve gelişen bir yapıya - Avrupa’ya- benzeyeceğiz'' denildi değil mi bizler için? Bu nedendi ? Çünkü Türk toplumu senelerden beri süregelmiş olan alışkanlıklarından,kabullerinden,adeta insanların DNA kodları gibi KNA (Kültürel Nükleik Asit)'lerinden vazgeçecek ve yeni, daha modern kıyafetleri,alışkanlıkları vb. şeyleri yapmak zorunda kalacaktı ve sonunda bir senkronizasyon oluşamayınca o yapılması gereken ile mevcut durum arasındaki uçurumdan dolayı herkes kendini ezik hissedecekti . Yıllarca Kanuni Sultan Süleyman gibi onlarcasını bağrında yetiştirmiş olan ve aşağıda bir mektubunda kullanmış olduğu ifadelerini okuyacağınız kelimeleri bu dünyadaki insanlara söyleme becerisini elinde bulunduran insanlardan kendilerine güvenmeyen bir topluluk haline nasıl getirildiğimizin ifadesi olacaktır.
Kanuni Sultan Süleyman bir hükümdara yazdığı mektubunda aynen şu ifadeleri kullanıyor :’’Ben ,Sultanlar Sultanı,hükümdarlar hükümdarı ,cihandaki cümle hükümdarlara taçlarını dağıtan...’’Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu’nun tutsağı ve Fransa’nın En Hristiyan Kralı’na,İslamiyet’in liderinin cevabıdır bu . Kanuni , François’nin ricasını kabul eder ve şöyle der:’’CİHANIN SIĞINAĞI OLAN TAHTIMIN AYAKLARI ALTINDA ... KURTARILMAN İÇİN SANA YARDIM SAĞLAYACAĞIM.’’[1]

[1] Merle Severy –Kanuni Sultan Süleyman’ın Dünyası National GEOGRAPHİC Ekim 2001 sayısı

Ya benim aklım hayalim almıyor nasıl olurda böyle bir cümleyi sarfedebilen bir dedenin torunları olarak bizler kendimizi ezik ,ikinci sınıf vatandaş olarak görebiliriz. İşte üzerimize giydirilmeye çalışılan şeyleri reddeden yapımız ve zorla bu topluma yaptırılmaya çalışılan şeylerden dolayı kendimizi daha aşağı seviyedeymiş gibi hissedişimiz bizi bu ezik halde bulunma durumuna sevkediyor malesef . Halbuki bizler Kanuni’nin torunları değil miyiz .Bu ve buna benzer senkronizasyonların yaşandığı bir dönemi çok güzel betimlemekte olan ''Cumhiriyet Çocuğu ''kitabı işte bana bunları hatırlattı. Ve son söz olarak ta Yahya Kemal Beyatlı'nın ifadeleri ile ''Ne harabi, harabatiyim, Kökü mazide olan atiyim.. diyerek günümüzün modern gereksinimlerini ,teknolojiyi hayatımızda kullanarak ve ne bunlardaan ne de kendi kültür kodlarımıza işlenmiş olan o dinamiklerden vazgeçerek yaşamak en güzel olanıdır sanırım .

Hiç yorum yok: