28 Eylül 2007 Cuma

Sade ama Çok Satmış


Kitabın Adı:Vosvos Efsanesi
Yazarı :Elmira Elgezdi


Bir tez çalışması olarak hazırlanmış olan bu kitabın Epsilon Yayınevi tarafında basılmış olması Tüyap kitap fuarında dikkatimi çekmişti. Tabi dikkatimi çekmesinin de bir sebebi olması gerekir değil mi ?. O zamanlar çok küçükte olsa yapmaya başlamış olduğum bir volkswagen kaplumbağa model araba koleksiyonuydu kitabı aldıran bana.

Kitap bir tez çalışması olduğu için genelde bu araba hakkındaki istatistiklerden ,kimlerin kullandığından nasıl bir reklam kampanyası ile satıldığından bahsediyor. Bana enteresan gelen yanları şu oldu kitabın :Dünyanın en çok satan arabalarında biriymiş bu kaplumbağa modelleri.Adamlar senelerce başka bir model üretmeden hep bunu çıkarmışlar fabrika olarak .Bir başka enteresan şey ise insanların 70 80 li yıllarda tasarlamış oldukları arabalarda genellikle insanların güçlü oldukları imajını verecek figurler kullandıklarını öğrendim.Örneğin kaplan ,jaguar gibi hayvanların bazı araba markalarında kullanılıyor olması sırf '' Bak benim arabam böyle işte benim yansımam'' düşüncesi ile tasarlandıkları .Hatta burada daha da ilginç bilgiler vardı arabaların neden kare ,daire yada dikdörtgen olmadığı ile alakalı ama detayları burada yazılamayacak gibi duruyordu.

Bazen çok gösterişli şeylerin insanlar tarafından çok beğenileceğini ,basit yapılan çalışmaların ise o insanların gözünde değersiz gibi algılanacağını zannederiz .Ama tasarım olarakta, teknoloji olarakta ''SADELİK ve BASİTLİK'' ilkesini adeta üzerine kazımış olan bu kaplumbağa marka modelinin başarısı insanların o kadar da gösterişe önem vermediğinin kanıtı gibi gözüküyor.

27 Eylül 2007 Perşembe

Herşey Seninle Hala Başlamadı Mı?


Kitabın Adı:Herşey Seninle Başlar
Yazarı :Mümin SEKMAN

Kişisel gelişim kitaplarını okumak ,onları evinizin dışında biririlerinin görebileceği yerlerde okumaya çalışmak hep birileri tarafından izleniyormuş hissi verir insana.Çünkü insanlar başkalarının iyi birşeyler yapmasını biraz daha odaklanmış ifadesi ile o kişilerin başarılı olma arzularına burun kıvırırlar. Bu Türk tipi davranışlardan biridir bence.
Bir diğer Türk kişisel gelişim kitabı okuma fenomeni de yatarak bu kitapları okumaktır. İnsanlar yatarken kitap okurlar .
Neden?
Bir an önce uykuları gelsin ve mışıl mışıl dalıp rüya görmek için .
Kişisel gelişim kitapları neden yazılır?
İnsanların içindeki uyuyan dev uyansın diye.
Ama birçok insan uyumadan önce kişisel gelişim kitaplarını eline alıyor ve onları okuyarak uyumaya çalışıyor.

Uyumaya çalışan adamın odasından bir sahne :
-Kitap:İçinizdeki devi uyandırın ,siz aslında bu değilsiniz.Diğer başarılı insanların sizden ne farkı var.

-Kitabı okuyan:Tamam bu devi ben sabah kalkar kalkmaz uyandıracağım .


Kişisel gelişim kitapları okumadaki bu görüşlerimi acizane ifade ettikten sonra bu kitap hakkında birkaç şey söylemek istiyorum .Öğrenilmiş çaresizlik ;diye daha önce hiç duymadığım ve ilk sayfasından son bölümüne kadar bu başlık üzerine temellenen kitabı okumak benim için çok faydalı oldu. Günlük hayatta karşılaştığımız onlarca durumların analiz edildiği ve onlara karşı göstermiş olduğumuz refleksleri ironik olarak bizlerin de zaman zaman nasıl yaptığımızı anlatan kitap adeta zihnimdeki bazı şeyleri silkeledi.

Balinaların ufak bir lepistesi nasıl yiyemedikleri ,

maymunların muzlar kafeslerinin ortasında olmasına rağmen öğretilmiş çaresizlikle nasıl o muzlara dokunmaktan vazgeçtiklerini ve buna benzer birçok örnek ile kabuğumuzu kırıp kabuktan nasıl dışarıya bakmamız gerektiğini anlattı.

DAHA ÇOK TÜKET ,DAHA ÇOK MUTLU OL


Kitabın Adı:Teknolojinin Ötesi
Yazara:N.Gürdoğan


Alan dışı seçmeli ders olarak aldığım dersin hocasıydı bu kitabın yazarı.Acaba nasıl bir derstir diye almış olduğum'' Girişimcilik '' dersinde anlattığı enteresan şeylerden dolayı piyasada yayımlanmış olan bütün kitaplarını satın aldım.Kendisini ,anlattıklarının yanında yazdıklarıyla da tanıma fırsatım olmasını arzuladığım bu hocanın yazdıklarını da iyiki okumuşum diyorum.Çünkü içerisinde yaşamış olduğumuz şu janjanlı hayatta pazarlama ve reklam sektörü ile neler yapılmaya çalışıldığını ,bu çemberin içerisinde nasıl kaybedilmeye çalışıldığımızı anlamama sebep oldu bu kitap.


''Dünya çağdaşlaşmalı ki ,Batının gerekli gereksiz ürünleri pazar bulsun .Asyalı ve Afrikalı ülkeler tüketimde yarışmalı ki ,yarış zaman zaman savaşa da dönüşsün ve Batının silah endüstrisi akıl almaz karlar sağlasın''

İşte o bize çok masumane gösterilen ve aaaaa ne kadar da güzel bir ürünmüş diye sürekli ekranlarda dönen reklamların neler düşünülerek yapıldığının sadece ufak bir örneği...

Pazarlamacılar için aslında ihtiyaç üretme uzmanları denilse hiçte yanlış olmaz . Çünkü evlerimizde kullandığımız bir çok ürüne baktığımız zaman bunun ne kadar da doğru olduğunu anlayabiliriz.Kimbilir kaç tane ürün vardır ki evimizde gün gelir de lazım olur diye satın almış ,sonra kullanırız diye o aldığımız ürünlerin gereksiz olmasından dolayı bir kenara kaldırmışızdır .

Tüketimi arttırmak için değişik zamanlarda üretilmiş olan bayramlar, doğum günleri de yine bizlerin ceplerindeki paraya gözlerini dikmiş insanların bir başka sömürme taktiğidir aslıda.

Bu kadar fazla tüketime acaba dünyanın kaynakları ne kadar dayanabilecek . Araba sahibi olalım diye sürekli yapılan reklamlar elde metal ,alüminyum kalmayınca hangi doğal kaynağı kullanarak araba yapacak .

Pavlov şartlı refleks deneyinde nasıl köpeğe belli bir zaman ve tekrar sonrasında yaptırmak istediğini yaptırdıysa,bizlerin aynı reklamı onlarca kez görüpte o ürünü almaya karşı bir refleks hissetmemiz sizce düşünülmeden yapılmış bişey midir?

Eeeeee sonuç ne peki .Sürekli tüketen bir toplum olmaktan çıkıp şu dünyaya bir şeyler üretme gayreti içerisinde olmaya çalışmaktır. Ürettiğimiz illa sanayii menşeli bişey olmayabilir ama kendi adınıza öğrendiklerinizi bir başkasına aktarma gayreti içerisinde olmak bile bir üretim olabilir. Ve mutluluk ;daha fazla tüketmekten ziyade birşeyler ortaya koyup insanlara faydalı olmakla daha mümkün olan birşeydir bence.
Kitaptan zihnimize düşünler bunlardı.Vesselam.